Yılanlı Cami

4.8/5 based on 8 reviews

Contact Yılanlı Cami

Address :

Yılanlı Cami Sk. No:5, 37100 Kastamonu Merkez/Kastamonu, Turkey

Website : https://kastamonu.ktb.gov.tr/TR-95231/yilanli-camii.html
Categories :
City : Kastamonu Merkez/Kastamonu

Yılanlı Cami Sk. No:5, 37100 Kastamonu Merkez/Kastamonu, Turkey
a
adem fatih on Google

Şeyh Abdulfettah-ı Veli tarafından 1272 yılında yapılmıştır. Moloz taştan yapılmış, dikdörtgen planlı bir yapıdır. Çatısı ahşap üzeri kiremit örtülüdür. Kaidesi kesme taş olan minarenin gövdesi tuğladan yapılmıştır. 1937 yılında yanan bina tekrar yapılmıştır. Yapılan onarımda yapının ahşap çatısı onarılmış, iç sıvası ve dış cephe derzleri yenilenmiştir.
It was built by Sheikh Abdulfettah-i Veli in 1272. It is a rectangular structure made of rubble stone. The roof is covered with wooden tiles. The body of the minaret, whose base is cut stone, is made of brick. The building, which burned down in 1937, was rebuilt. During the repair, the wooden roof of the building was repaired, and the interior plaster and exterior joints were renewed.
M
Metin Kurt on Google

Abdülfettah Efendi Bağdat şeyhinin zulmünden kaçarak kalabalık bir grub halinde Kastamonu 'ya gelince bu bölgeye yerleşmiş. Bu arazide çok yılan varmış. Abdülfettah Veli yılanları toplayıp çok uzaklara taşımış ve kaybolun deyince bütün yılanlar bir daha geriye dönmemişler. Buraya yapılan caminin adı Yılanlı Cami olmuş. Giriş kapısındaki taşların üzerinde bir yerde yılan motifi olduğu fakat tahrip edildiği için şimdi görülemediği söylenir.
Abdülfettah Efendi escaped from the persecution of Baghdad sheikh and settled in this area when he came to Kastamonu as a crowded group. There were many snakes in this area. Abdulfettah Veli picked up the snakes and carried them far away, and when he said disappear, all the snakes did not come back. The mosque built here was named Yılanlı Mosque. It is said that there is a snake motif somewhere on the stones at the entrance door, but it cannot be seen now because it has been destroyed.
f
fatma durmuş on Google

Evliyalar diyarı olarak bilinen Kastamonuda gerçekten güzel ve tarihi bir camii. Bünyesinde bulunan Abdulfettah-ı veli türbesi de çok yoğun ve güzel bir enerjiye sahip. Gidip bu huzur veren manevî havanın mutlaka solunması lazım. Merkezde bulunan camii biraz köşede kalmış. Ben manevi rahatlandirmasini hissettim gerçekten. Yolu düşen herkes uğramalı mutlaka
Kastamonuda, known as the land of saints, is a really beautiful and historical mosque. The tomb of Abdulfettah-ı veli, which is located within it, has a very intense and beautiful energy. You have to go and breathe this peaceful spiritual air. The mosque located in the center is a bit around the corner. I really felt the spiritual relief. Everyone who falls must surely stop by
M
Mustafa ALİBAŞ on Google

Kastamonu‘da bulunan en eski külliye olan Yılanlı Camii ve külliyesi, bu topraklara 8 asır önce kurulmuş Türk-İslam Medeniyeti’nin damgalarından birisidir. Yılanlı Külliyesi’nin kitabesinden Anadolu Selçuklu Devleti’nin son dönemlerinde (1273) yapıldığı anlaşılmaktadır. Osmanlı Dönemi’nde külliyenin içinde cami, şadırvan, türbeler ve konağın bulunduğu yapı Selçuklu ve Osmanlı asırlarında “Darü’ş-Şifa” olarak isimlendirilmiş ve Tıp Fakültesi (hastane) olarak kullanılmıştır. Tıp alanında tahsil yapmak isteyenler burada eğitim görmüşlerdir. Mülkiyeti Aldülfettah Camii ve Müştemilatı Vakfı’na ait olup Pervaneoğulları Beyliği hükümdarı Süleyman oğlu Ali tarafından yaptırılan Yılanlı Külliyesi günümüzde Darü’ş-Şifa Kapısı, Camii ve şadırvanlardan oluşmaktadır. BÖLÜMLERİ: DARÜ’Ş- ŞİFA: Selçuklu ve Osmanlı döneminde uygulamalı tıp eğitiminin verildiği müesseselerden biri olan Darü’ş Şifa, 1273 tarihinde Pervaneoğulları Hükümdarı Ali Oğlu Süleyman Oğlu Ali tarafından yaptırılmıştır. Mimarı Pervaneoğulları Beyliği’nin baş mimarı olan Yüksek Mühendis Küherbaş’tır. Darü’ş Şifa, 1837 tarihinde çıkan yangında tamamen yanmış, günümüze sadece Medal  ( giriş kapısı) ulaşabilmiştir. Yangının izleri günümüzde de kapı üzerinde görülmektedir. TÜRBE: Yılanlı Camii’nin doğu tarafında olup girişi camiinin iç tarafındadır. Türbenin içinde 25 adet sanduka bulunmaktadır. Mihrabın hemen önünde ve camii tarafında bulunan, diğerlerinden daha büyükçe yapılmış olan bakır mahfaza içindeki sanduka, Abdülfettah-ı Veli Hazretleri’ne aittir. Kendisi Abdülkadir Geylani Hazretleri’nin torunudur. Diğer sandukalar ise ikisi hariç çocuklarına ve torunlarına aittir. CAMİİ: Darü’ş- Şifa ile aynı tarihlerde yapılmış olan camii,1837 yılındaki yangından sonra yeniden yaptırılmıştır. ŞADIRVANLAR: Külliyenin diğer eserleri ile aynı tarihlerde yapıldığı tahmin edilen iki adet şadırvan, üzerlerindeki bitki motifi süslemeleri ile dikkat çekmektedir. Son olarak 2006 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından restore ettirilmiştir. TAÇ KAPISI: Tarihi yapının orijinalinden günümüze intikal eden en önemli kısmı Taç Kapısı’dır. Selçuklu dönemi taç kapıları arasında önemli bir yere sahip olan Yılanlı Darü’ş Şifası Taç  (Medhal) Kapısı dört metre yüksekliğinde ve iki buçuk metre genişliğindedir. Kemer alınlığında bulunan kitabe şöyledir: “Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla. “Biz Kur’an’ı müminlere şifa ve rahmet olarak indirdik.” Peygamber (SAV) buyurdu: ‘Ey Allah’ın kulları! Tedavi olunuz. Muhakkak ki Allah-u Teala bütün hastalıklar için ilaç yaratmıştır. Ölüm müstesna. Bu mübarek maristan (şifahane ) ve imaretin yapılmasını Allah’ın rahmetine ye mağfiretine herkesten çok muhtaç olan Ali oğlu Süleyman oğlu Ali emretti. Allah onun hayırlarını kabul etsin, günahlarını bağışlasın. Hayır kazanmak için vakfetti. Allah’a hamd ederek ve O’nun Nebisine selavat getirerek 672 (1272/73) senesinin aylarında yaptırdı.” Kapının sağ iç duvarındaki hücrenin üzerinden başlayıp sol duvardaki hücre üzerinde biten yazı da şöyledir: “Ona (binanı yapımına  ) Allah’ın rahmetine muhtaç Küherbaş nezaret etti.  Mimarı ise Kayserili Said’dir. Allah onun ve bütün müminlerin Müslümanların günahlarını affetsin.” 1837 yılında çıkan yangından ayakta kalan tek yapı olan taç kapıda yangının izleri hala görülmektedir. Ankara 1 numaralı Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Bölge Kurulu’nun 13 Mart 2009 tarih ve 205/4017 sayılı kararına göre de kapını bu aşamada olduğu gibi korunmasına karar verilmiştir.
Yılanlı Mosque and its complex, the oldest social complex in Kastamonu, is one of the hallmarks of the Turkish-Islamic Civilization that was established on these lands 8 centuries ago. It is understood from the inscription of the Snake Complex that it was built in the last period of the Anatolian Seljuk State (1273). In the Ottoman Period, the mosque, fountain, tombs and mansion inside the complex was named as "Darü'ş-Şifa" in the Seljuk and Ottoman centuries and was used as a Faculty of Medicine (hospital). Those who want to study in the field of medicine were educated here. Yılanlı Complex, which is owned by the Aldülfettah Mosque and its Outbuildings Foundation and was built by Ali, son of Süleyman, the ruler of the Pervaneoğulları Principality, today consists of the Darü'ş-Şifa Gate, Mosque and fountains. SECTIONS: DARÜ'Ş-ŞİFA: Darü'ş Şifa, one of the institutions where applied medical education was given in the Seljuk and Ottoman periods, was built in 1273 by the Pervaneoğulları Ruler Ali Süleyman Son Süleyman Ali. Its architect is Senior Engineer Küherbaş, who is the chief architect of the Pervaneoğulları Principality. Darü'ş Şifa was completely burned in the fire that broke out in 1837, and only the Medal (entrance door) has survived to the present day. Traces of the fire are still visible on the door today. TOMB: It is on the east side of Yılanlı Mosque and its entrance is inside the mosque. There are 25 sarcophagi in the tomb. The sarcophagus in a copper enclosure, which is larger than the others and located right in front of the mihrab and on the side of the mosque, belongs to His Holiness Abdülfettah-ı Veli. He is the grandson of Abdülkadir Geylani. The other sarcophagi belong to their children and grandchildren except two. MOSQUE: The mosque, which was built on the same dates as Darü'ş-Şifa, was rebuilt after the fire in 1837. SHADIRVANS: Two fountains, estimated to have been built on the same date as the other works of the complex, attract attention with their plant motif ornaments. Finally, it was restored by the General Directorate of Foundations in 2006. CROWN GATE: The most important part of the historical building that has survived to the present day is the Crown Gate. Having an important place among the crown gates of the Seljuk era, the Serpent Darü'ş Şifası Crown (Medhal) Gate is four meters high and two and a half meters wide. The inscription on the arch pediment is as follows: "In the name of Allah, the Most Gracious and Most Merciful. "We sent down the Quran as healing and mercy to the believers." Prophet (SAW) said: O servants of Allah! Get treated. It is certain that Allah Almighty created medicine for all diseases. Except for death. This blessed maristan (hospital) and imaret should be made by Ali, son of Süleyman, son of Ali, who was more in need of Allah's mercy and forgiveness than anyone else. May Allah accept his good deeds and forgive his sins. He was devoted to winning charity. He had it done in the months of 672 (1272/73) by praising Allah and bringing salvation to His Prophet. " The inscription starting over the cell on the right inner wall of the door and ending on the cell on the left wall is as follows: “Küherbaş, who was in need of God's mercy, supervised him (the construction of the building). Its architect is Said from Kayseri. May Allah forgive his and all believers the sins of Muslims. " Traces of the fire are still visible in the crown door, which is the only structure that survived the fire in 1837. According to the decision of the Ankara No.1 Regional Board for the Protection of Cultural and Natural Heritage, dated March 13, 2009 and numbered 205/4017, it was decided to protect the gate as it is at this stage.
E
Ebubekir Şimşek on Google

Her ne kadar 1900’lerin başında yangın sonrası kapsamlı bir onarım geçirmiş olsa da daha avlusuna girmeden 1200’lerden bu günlere geldiğini hissettirmektedir.
Although it underwent an extensive repair after a fire in the early 1900s, it makes you feel that it has come from the 1200s even before you enter its courtyard.
S
Sinan Cem on Google

Eskiden şifahane olması sebebi ile yılanlı olarak adlandırılmış olmalı. Şifahane kapısı yangından sonra şifahaneden geriye kalan tek yapı. Bahçesi, şadırvanı, caminin kendisi müstesna bir yer
It must have been called "Snake" because it used to be a hospital. The hospital door is the only remaining building from the hospital after the fire. Its garden, fountain, mosque itself is an exceptional place.
S
Sümeyye A on Google

Kastamonu’nun en eski camilerinden olmakla birlikte içerisinde bulunan türbede medfun bulunan zat Abdülkadir Geylani HZ lerinin torunlarındandır. Cami bahçesinde bulunan ulu ağaçların gölgesinde adeta gizli bir bahçeyi andırmakta. İçerisinde bulunan manevi atmosferin tarifi mümkün değil.
Although it is one of the oldest mosques of Kastamonu, the person buried in the tomb inside is one of the grandchildren of Abdülkadir Geylani HZs. It resembles a secret garden under the shade of the great trees in the garden of the mosque. It is impossible to describe the spiritual atmosphere in it.
M
M K on Google

Selamünaleyküm Duaya gidilmeli dua alınmalı. Allah dostu mutlaka ziyaret edilmeli. Maneviyatı yüksek, cami ile bitişik ne güzel bir yer burası. Sizde ziyaret edin. İnşallah Vesselam
Selamun aleykum Prayer should be prayed. Friend of Allah must be visited. What a beautiful place with high spirituality, adjacent to the mosque. Visit yourself. hopefully my vessel

Write some of your reviews for the company Yılanlı Cami

Your reviews will be very helpful to other customers in finding and evaluating information

Rating *
Your review *

(Minimum 30 characters)

Your name *