Şehir Mezarlığı

4.7/5 based on 3 reviews

Contact Şehir Mezarlığı

Address :

Kayseri Cd. No:5, 38210 Hacılar/Kayseri, Turkey

Categories :
City : Hacılar/Kayseri

Kayseri Cd. No:5, 38210 Hacılar/Kayseri, Turkey
E
Efe ATAOĞLU on Google

C
CELAL ELDEK on Google

?
T
Tumer Tumer on Google

ONUNCU RİCA: Kabristana baktım, kalbime ihtar edildi ki: "Bu senin etrafındaki kabristanın yüz İstanbul içinde vardır. Çünki yüz defa İstanbul buraya boşalmış. Bütün İstanbul'un halkını buraya boşaltan bir Hâkim-i Kadîr'in hükmünden kurtulup müstesna kalamazsın, sen de gideceksin." Ben kabristandan çıkıp, bu dehşetli hayal ile Sultan Eyyüb Câmisinin mahfelindeki küçük bir odaya çok defa girdiğim gibi, bu defa da girdim. Düşündüm ki: Ben üç cihette misafirim; bu menzilcikte misafir olduğum gibi, İstanbul'da da misafirim, dünyada da misafirim. Misafir, yolunu düşünmeli. Nasılki bu odadan çıkacağım, bir gün de İstanbul'dan da çıkacağım, diğer bir gün de dünyadan çıkacağım. İşte bu halette, gayet rikkatli ve firkatli elemli bir hüzün ve gam kalbime, başıma çöktü. Çünki ben yalnız bir-iki dostu kaybetmiyorum; İstanbul'da binler sevdiğim dostlarımdan müfarakat gibi, çok sevdiğim İstanbul'dan da ayrılacağım. Dünyada yüzbinler dostlarımdan iftirak gibi, çok sevdiğim ve mübtela olduğum o güzel dünyadan da ayrılacağım, diye düşünürken, yine kabristanın o yüksek yerine gittim. Arasıra sinemaya -ibret için- gittiğimden; bana, İstanbul içindeki insanlar, o dakikada sinemada geçmiş zamanın gölgelerini hazır zamana getirmek cihetiyle, ölmüş olanları ayakta gezer suretinde gösterdikleri gibi aynen ben de o vakit gördüğüm insanları, ayakta gezen cenazeler vaziyetinde gördüm. Hayalime dedim ki: "Madem bu kabristanda olanlardan bir kısmı sinemada gezer gibi görülüyor; ileride kat'iyyen bu kabristana girecekleri, girmiş gibi gör; onlar da cenazelerdir, geziyorlar." Birden Kur'an-ı Hakîm'in nuruyla ve Gavs-ı A'zam Şeyh-i Geylanî Hazretlerinin irşadıyla, o hazîn halet, sürurlu ve neş'eli bir vaziyete inkılab etti. Şöyle ki: O hazîn hale karşı Kur'andan gelen nur böyle ihtar etti ki; senin, Şimal-i Şarkîde, Kosturma'daki gurbetinde bir iki esir zabit dostun vardı. Bu dostların her halde İstanbul'a gideceklerini biliyordun. Sana birisi dese idi: "Sen İstanbul'a mı gideceksin, yoksa burada mı kalacaksın?" Elbette zerre mikdar aklın varsa, İstanbul'a ferah ve sürurla gitmesini kabul edecektin. Çünki bin birden dokuzyüz doksandokuz ahbabın İstanbul'dadırlar. Burada bir iki tane kalmış, onlar da oraya gidecekler. Senin için İstanbul'a gitmek; hazîn bir firak, elîm bir iftirak değil. Hem de geldin, memnun olmadın mı? O düşman memleketindeki pek karanlık uzun gecelerinden ve pek soğuk fırtına kışlarından kurtuldun. Bu güzel (dünya cenneti gibi) İstanbul'a geldin. Aynen öyle de; senin küçüklüğünden bu yaşına kadar, sevdiklerinden yüzde doksandokuzu sana dehşet veren kabristana göçmüşler. Bu dünyada kalan bir iki dostun var, onlar da oraya gidecekler. Dünyada vefatın firak değil, visaldir; o ahbablara kavuşmaktır. Onlar, yani o ervah-ı bâkiye, eskimiş yuvalarını toprak altında bırakıp bir kısmı yıldızlarda, bir kısmı âlem-i berzah tabakatında geziyorlar diye ihtar edildi. ....bu dünyayı hadsiz enva'-ı lütuf ve ihsanıyla böyle tezyin edip mükrimane ve şefikane rububiyetini gösteren ve tohumlar gibi en ehemmiyetsiz cüz'î şeyleri dahi muhafaza eden bir Sâni'-i Kerim ve Rahîm; masnuatı içinde en mükemmel ve en câmi', en ehemmiyetli ve en çok sevdiği masnuu olan insanı, elbette ve bilbedahe sureten göründüğü gibi böyle merhametsiz, akibetsiz i'dam etmez, mahvetmez, zayi' etmez. Belki bir çiftçinin toprağa serptiği tohumlar gibi, başka bir hayatta sünbül vermek için, Hâlık-ı Rahîm o sevgili masnuunu bir rahmet kapısı olan toprak altına muvakkaten atar. İşte ey benim gibi ihtiyarlık içine giren ve ihtiyarlığın ihtarıyla vefatı çok tahattur eden zâtlar! Kur'anın verdiği ders-i iman nuruyla, ihtiyarlığı ve vefatı ve hastalığı hoş görmeliyiz, belki bir cihette sevmeliyiz. Madem iman gibi hadsiz derecede kıymetdar bir nimet bizde vardır; ihtiyarlık da hoştur, hastalık da hoştur, vefat da hoştur. Nâhoş birşey varsa; o da günahtır, sefahettir, bid'atlardır, dalalettir. Lem'alar
TEN RICH: I looked at the Kabristana, who was warned in my heart: "This is the face of the cemetery around you, because in Istanbul, for a hundred times it has been emptied here. I came out of the messianic, with this horrific imagination, I entered a small room in the neighborhood of Sultan Eyyub Mosque, I entered this time too. I thought: I am my guest in three jurisdictions; as I am a guest in this range, I am also a guest in Istanbul and a guest in the world. The guest has to think. I'm going out of this room, and I'm going to leave Istanbul, and I'll leave the other day. Here, in this state, very ricketed and frigging elemli melüz and my heart, my heart collapsed. I do not lose one or two friends alone; I would like to leave Istanbul, which I like very much, like my favorite friends in Istanbul. Hundreds of hundreds of thousands of friends in the world as a slander from my beloved and beloved, I'm going to leave the beautiful world, I thought, again, went to the high place of the grave. From time to time I went to cinema - for the prayer; me, people in Istanbul, at that moment, the shadows of the past time in the cinema to bring to the display of the dead, the ones who died as they show standing in the form of the same as I saw the people I saw at that time, standing in the form of funeral walking. I said to my dream: "Some of those who are in this church are seen to be seen in the cinema; in the future they will see the kat'iyyen this church, see as they enter, and they are funerals." He revived the state of the Qur'an-ı Hakîm and the state of preaching of Heir-i A'zam Sheikh-i Geylanî, and the state of preaching, blissfulness and joy. That is to say: He was against the preparation of the Qur'an, so that the warning against the Quran; There were a couple of your fellow prisoners at your place in Shaham-i Shay'ah, Kosturma. You knew these guys were going to Istanbul anyway. If anyone told you: "Are you going to Istanbul or are you going to stay here?" Of course, if you have a small mind, you would agree to go to Istanbul in a fresh and swift way. Because one thousand nine hundred and ninety nines are in Istanbul. There's a couple left here, and they're going there. Go to Istanbul for you; It is not a slander, not a slander. You're here, you're not happy? You got rid of the dark long nights of the hostile country and the cold storm winters. You came to this beautiful (like heaven of the world) Istanbul. Just like that; From your young to this age, ninety percent of your loved ones have fallen to the apostle who gave you the horror. You have a couple of friends left in this world, and they will go there. The death of the world is not firak, but visal; it is to get to the pals. They, that is, the ervah-i baqeh, leaving the old nests under the ground of a star in the stars, some of the universe-i fate were going to read tabulaah. .... a world-wide revelation of this world with its unconditional en-grace and bestowal and preserving even the most pitiful jizni of the seed as the seed, showing its bounty and chief salvation; The most perfect and the most câmi in the prayer, the most important and most loved masnuu human, of course, and bilbedahe as seen in the image, such as merciless, non-i'dam, does not ruin, does not destroy. Maybe as a farmer sprinkles on the ground, in order to give the circumcision in another life, Hahat-i Rahim throws his beloved masnuu under the ground of mercy. Here, like me, the old age and the death of the dead with warning of old people who warned! The Quran should be tolerated by the Quran, the old age and the death and the disease. Since we have such an unbelievable blessing as faith; oldness is also pleasant, the disease is pleasant, death is also pleasant. If anything, it is sin, is supreme, bid'at are, dalalettir. they lemur

Write some of your reviews for the company Şehir Mezarlığı

Your reviews will be very helpful to other customers in finding and evaluating information

Rating *
Your review *

(Minimum 30 characters)

Your name *