SAKARYA GİBA TOUR

Berbat kelimesi, giba tour ile gezi deneyimimizin tarifinde yetersiz kalır. Okul gezisinde çocuklara araç içi ikram yapılmadı, sadece büyüklere yapıldı. İnternet kesikti, şarj aleti kısmı bozuktu, koltuklardaki ekranlar çocuklar ellemesin diye açılmadı, gezimiz böyle başladı. İstanbul gibi bir yerde, 100 kişilik bir kafile olarak yollarda telef olduk. Hiçbir rehberlik yapılmadı. Sadece buraya gireceksiniz denildi, girdik ve etrafı bile göremeden çıktık. Topkapı sarayında gezmek için sadece yarım saat süre verildi. Kapıdan içeri girmek 15 dakikamızı almıştı zaten, bahçeyi görüp çıktık. Oradan çıkıp Eminönü'ne kadar daracık kaldırımlardan kafile halinde ve kalabalığı yararak ilerlemeye çalıştık, yarım saat boyunca aç ve yorgun bir şekilde yürüdük. Öğle yemeğini 16.30da yedik. Hem de buz gibi, saatlerce güneşte bekletilmiş ve bol kılçıklı balık ekmeği yanında sıcak kolayla, güneşin altında çöplük benzeri bir çayıra mülteciler gibi yayılarak yedik. Ardından o sıcakta yarım saat boğaz turu için teknenin gelmesini bekledik. Böyle bir tecrübe yaşamış olduk. Hayatınıza, paranızla rezil rüsva, sefil olduğunuz bir günün anısını bırakmak isterseniz giba touru seçebilirsiniz. Tura katılan öğretmenlerden biri olarak bu deneyimi paylaşmak istedim. Tüm gün boyunca çocuklarla perişan olduk, bir de üstüne çocuklar tur sorumlusundan ve araç sahibinden bir sürü azar işittiler. Unutmadan, araç sahibi olduğunu ifade eden kişi, dönüş yolunda araç şoförüne, bir tırın önümüze direksiyon kırması üzerine aynen şu ifadeyi kullandı: " Arabanın kaskosunu daha yeni yaptırdım, istediğin araca dalabilirsin." Evet, aracı kasko yenileyecekti ama bizim canımızı kim düşünecekti? Cevap basit, hiç kimse.