Kef Evi Cami

4.6/5 based on 8 reviews

Contact Kef Evi Cami

Address :

Derviş Sarabil Cd. No:2, 57000 Sinop Merkez/Sinop, Turkey

Website : https://www.kulturportali.gov.tr/turkiye/sinop/kulturenvanteri/kefevi-cami
Categories :
City : Sinop Merkez/Sinop

Derviş Sarabil Cd. No:2, 57000 Sinop Merkez/Sinop, Turkey
T
Taner Körükmez on Google

Çok güzel bir cami sıcak bir ortamı var. Ayrıca oldukça merkezi bir konumu var.
A very nice mosque has a warm environment. It also has a fairly central location.
A
Abdulkadir Kaplan on Google

Küçük, ahşap işçiliği olan bir cami.
It's a small wooden mosque.
A
Aytekin Demircioğlu on Google

Sinop'un Selçuklular zamanından kalma en güzel tarihi camilerinden biridir.
It is one of the most beautiful historical mosques of Sinop from the Seljuk period.
a
ahmet uysal on Google

Tarihin zerafeti ni teknolojinin ağırlığı kapatamamış. Ahşap minber işçiliği ve taş minare görülmeye değer.
The elegance of history could not close the weight of technology. The wooden pulpit crafting and stone minaret are worth a visit.
a
ayhan öküzcüoğlu on Google

Kefevi camii sinop ta bulunan tarihi bir camii ismine münhasıl mahmud kefevi hazretlerinin de bulunduğu cammi sinopun ziyaret edilmesi gereken bir mekandır aynı zamanda
Kefevi mosque Sinop is a historical mosque in the name of the mahmud kefevi including the nibs of the mosque Sinop is a place to visit at the same time
Ç
Çağrı Su on Google

Osmanlı âlim ve velîlerinden. İsmi Mahmûd, künyesi Ebü'l-Fazl'dır. Babası Hacı Süleymân bin Abdi Kefevî'dir. Şeyh Mahmûd Kefevî diye meşhûr olmuştur. 1520 (H.926) senesinde Kırım'ın Kefe liman şehrinde doğdu. 1581 (H.989) senesinde Sinop'ta vefât etti. Kabri, Sinop'ta Kefevî Câmii avlusundadır. Babası Hacı Süleymân bin Abdi Kefevî aslen Çerkes'dir. Müslüman olmadan önce Tatarlar tarafından esir edildi. Karadeniz kıyısındaki İslâm beldelerinden Kırım Yarımadasındaki Kefe'ye götürüldü. Orada müslümanlardan âlim ve fazîlet sâhibi bir zât onu satın alıp, İslâm dînini öğretti. Süleymân Efendi uzun müddet bu âlim zâta hizmet etti. Müslüman âlim onu serbest bıraktı. Hürriyetine kavuşan Hacı Süleymân Efendi, Allahü teâlânın kulu olduğunu unutmadı, O'na ibâdet etmekle meşgûl oldu. Helâl kazanç elde edebilmek için ticârete atıldı. Allahü teâlâ ona bol mal ve zenginlik ihsân etti. Mekke-i mükerremeye gidip hac vazîfesini yerine getiren Süleymân Efendi, sevgili Peygamberimizin mübârek kabr-i şerîflerini ziyâret edip feyzlerine kavuştu. Hacı ismini de alarak memleketi olan Kefe'ye döndü. Kefe'de bulunduğu sırada bir rüyâ gördü. Rüyâsında Kefe şehrinin tam karşısında bulunan Sinop şehri Cennet gibi bir hal almıştı. Kendisi elinde yeşil büyük bir sancak tutmuş, insanlar ve şehrin ileri gelenleri sancağın altında toplanmışlardı. Sonra halk ona tâbi olup Sinop'un Meydan kapısı diye anılan yerin doğu kapısından dışarı çıktılar. Bugünkü Kefevî Câmiinin yerine geldiklerinde, Hacı Süleymân Efendi sancağı oraya dikti. İnsanlar o sancağın dibinde Allahü teâlâya hamd ve senâda bulunup, tekbir getirdiler. Hayır duâda bulunup, şükrettiler. Bu rüyâyı gören Hacı Süleymân Efendi, seher vaktinde sevinç ve neşeyle kalktı. Sinop ahâlisinden o sırada Kefe'de oturmakta olan, şu anda kabri Sinop Kefevî Câmiinin yakınında bulunan meşhûr Selâhaddîn Hocaya gidip rüyâsını anlattı. Selâhaddîn Hoca, yüksek nazar ve firâsetiyle Hacı Süleymân Efendiye; "Ey oğul! Senin şahsında bu rüyânın gerçekleşmesine izin yoktur. Ancak senin neslinden sâlih bir oğul dünyâya gelecek, âlemde hüner dolu hatırı sayılır bir kişi olup, senin sancağı diktiğin yerde bir eser binâ edecektir." diye rüyâsını tâbir etti. Bu rüyâdan sonra HacıSüleymân Efendi'de Sinop'a karşı bir merak ve alâka peydâ oldu. Resûlullah efendimizin sünnetine uyarak evlendi. Bu evlilikten 1520 (H.926) senesinde Mahmûd isminde bir oğlu dünyâya geldi. Çocukluğu doğum yeri olan Kefe'de geçen Mahmûd Kefevî, zamânının usûlüne göre küçük yaşta ilim tahsîline yöneldi. Temel dînî bilgileri öğrendikten sonra tasavvufa karşı alâka duydu. Kâdiriyye yolu mensuplarından büyük âlim ve velî Takıyyüddîn Ebû Bekir Kefevî'den ilim öğrendi ve sohbetlerinde bulundu. Yirmi üç yaşına geldiği zaman 1542 (H.949) senesinde hocası ile birlikte İstanbul'a geldi. Kânûnî Sultan Süleymân Han zamânına rastlayan bu gelişinde, ilmini ilerletmek için bâzı âlimlerin ilim meclisine devâm etti. İlk olarak Kaplıca Müderrisi Kâdızâde Efendinin, sonra Sahn-ı Semân (Fâtih) müderrisiAbdurrahmân Efendinin derslerinde bulundu. Abdurrahmân Efendi Halep kâdılığına tâyin edilince, Anadolu kazaskeri Mâlûl Emir Efendinin ders halkasına devâm etti. 1552 (H.959) senesinde mülâzım, müderris yardımcısı olarak vazîfe yapmaya başladı. Mâlûl Emir Efendi diye meşhûr olan fazîletli Seyyid Abdülkâdir Efendinin hizmetinde bulunduğu sırada zâhirî ilimlerde yüksek bir âlim ve tasavvuf yolunda fazîlet sâhibi bir kimse oldu. 1554 (H.961) senesinde yirmi akçe yevmiye ile İstanbul Molla Gürânî Medresesine müderris tâyin edildi. Müderris olarak vazîfe yaptığı sırada babası HacıSüleymân Efendi onu Kefe'de gördüğü rüyânın etkisiyle, Sinop şehrinin ileri gelenlerinden Hacı Ali isminde bir tüccarın Hâlisa adındaki kızıyla evlendirdi. Mahmûd Kefevî bu sırada bir yaz mevsiminde humma hastalığına tutuldu. Doktorların tavsiye ettiği ilaçlar ve tedâvîler netîcesinde hastalığı iyileşmedi. Doktorlar onun hava değişiminden başka çâresi olmadığına karar verdiler. Mahmûd Kefevî; "Bunda bir hayır ve hikmet vardır, kâdılık yolunu tercih edip bu şehirden gitmeliyim. Müderrislikte ilerlem
Ottoman scholars and parents. The name is Mahmud, the book is Ebü'l-Fazl. His father was Hadji Suleiman bin Abdi Kefevi. Shaykh Mahmûd Kefevî he became an arbiter. He was born in 1520 (H.926) in Kefe port city of Crimea. In 1581 (H.989) he died in Sinop. His grave is in the courtyard of Kefevî Câmii in Sinop. His father, Haji Sulaiman bin Abdi Kefevi, was originally Circassian. He was captured by the Tatars before he became a Muslim. On the Black Sea coast of the town of Crimea Crimean peninsula was taken. There, he bought a dungeon and a phallus of disciples, and taught him the religion of Islam. Suleiman Efendi served for a long time this scholarship. The Muslim scholar released him. Hacı Süleyman Efendi, who gained freedom, has not forgotten that Allahu ta'ala is the servant, he was engaged in worshiping Him. Halal was traded to gain profits. Allahu Ta'ala has for him a wealth of wealth and wealth. Suleiman Efendi who fulfilled the pilgrimage of Mecca and went to Meccan, met with the blessed Kabr-i Şerîf of our beloved Prophet and got his feyzler. Hacı returned to his hometown Kefe by taking its name. He had a dream when he was in Kefe. In his dream, the city of Sinop, which is located just opposite the city of Kefe, became like heaven. He held a big starboard in his hand, and the people and the dignitaries of the city were gathered under the banner. Then they were subjected to him, and they came out of the eastern gate of the place called Sinop's Meydan Gate. When the present Kefevî Mosque was fulfilled, Hacı Süleymân Efendi put the starboard there. People at the bottom of the banner of Allahu ta'ala in praise and year and they brought, they brought. No, they've been in prayer. Haji Suleiman Efendi, who saw this dream, rose with joy and joy every time. At that moment, who was sitting in Kefe at the time of Sinop, who was near the Keshev Mosque of the Sinop Tomb Khalajaddîn Hocaya went to tell the dream. Hacı Suleyman Efendi; "O son! You are not allowed to have this dream in your person. But a son will come into the world from your generation, a considerable person full of talent and will build a work where you planted your banner." He dreamed. After this dream, HacıSüleymân Efendi was a curiosity against Sinop. The Messenger of Allah, according to the circumcision of our Lord was married. From this marriage, a son named Mahmud came into the world in the year 1520 (H.926). Mahmud Kefevî, who spent his childhood in Kefe, was moved to science at a young age according to the method of his time. After learning the basic religious knowledge, he heard about sufism. A great scholar and guardian Takıyyüddîn Abu Bakr Kefevî learned the science and conversations. When he was 23 years old, he came to İstanbul in 1542 (H.949) with his teacher. Sultan Suleiman the Conquest of this time coinciding with the Hanan, to advance the knowledge of scholars to continue the scientific council continued. Firstly, he was found in the lessons of the Master of Hot Spring, Kâdızâde Efendinin, and then the master of Sahn-ı Semân (Fâtih), in the classes of Abdurrahman Efendi. When Abdurrahmân Efendi was renamed as Aleppo, Anadolu Kazaskeri continued to the course ring of the M? Lu Emir Efendi. In 1552 (H.959) years, he began to make my post as deputy, assistant professor. While he was in the service of Sayyid Abdel Kharend, who was the ruler of Emir Efendi, he became a scholar and scholar in the sciences of al-Ghazir. In 1554 (H.961), he was appointed to the Istanbul Molla Gurani Madrasah with twenty scholarship. As a result of his dream as Müderris, his father HacıSüleymânye Efendi married him with a dream merchant named Hacı Ali, named Hâlisa, to one of the notables of the city of Sinop. Mahmud Kefevi was subjected to fever during a summer. The medications and treatments recommended by doctors did not improve the disease. Doctors decided that he had no desire to change the weather. Mahmud Kefevi; "There is a wisdom and wisdom in this, I prefer to go away from this city to go the way of madness.
Ö
Ömer Ercan on Google

Camide her gün Öğle Namazından önce İmam tarafından Vaaz verilmektedir. İmkanlar dahilinde Vaaz dinlemeye gidiyorum. Cemaat genellikle Camiyi doldurmaktadır. Maske mesafe kurallarına uyulmaktadır. Uymayanlar, imam tarafından uyarılmekta ve düzen sağlanmaktadır. Temiz, düzenli ve huzurlu bir şekilde Namazlarımızı kılıyoruz. ALLAH yetkililerin yar ve yardımcısı olsun...
Every day, before the Noon Prayer, a sermon is given by the Imam in the mosque. If possible, I'm going to listen to the Sermon. The congregation usually fills the Mosque. Mask distance rules are followed. Those who do not comply are warned by the imam and order is maintained. We perform our prayers in a clean, orderly and peaceful manner. May God help the authorities...
Ç
Çağrı Su on Google

Hükümet konağının doğu cephesinde yer almaktadır. 1581 yılında Mahmud Çelebiyyül Kefevi tarafından yaptırılmış,1312 H.-1894 yılında Bekir Paşa tarafından yenilenmiştir. Yapı dikdörtgen plana sahiptir. İç mekanda Peygamber isimlerini ihtiva eden madalyonlu ahşap tavan göbeği özgün bir karakter taşır. Mihrap ve minberin sanatsal değeri yoktur. Avluda haziresi bulunan caminin kuzeybatı köşesinde tuğla örgülü ,sıvalı güdük bir minaresi bulunmaktadır.
It is located on the eastern front of the government house. It was built by Mahmud Çelebiyyül Kefevi in ​​1581 and renovated by Bekir Pasha in 1312 H.-1894. The structure has a rectangular plan. The medallioned wooden ceiling core containing the names of the Prophet in the interior carries a unique character. The mihrab and the pulpit have no artistic value. The mosque has a minaret with brick stucco and plastered stumps in the northwest corner of the mosque.

Write some of your reviews for the company Kef Evi Cami

Your reviews will be very helpful to other customers in finding and evaluating information

Rating *
Your review *

(Minimum 30 characters)

Your name *