Hoca Ahmet Yesevi Cami

4.7/5 based on 8 reviews

Contact Hoca Ahmet Yesevi Cami

Address :

Çevik Sk. No:7, 18100 Çankırı Merkez/Çankırı, Turkey

Categories :
City : Çankırı Merkez/Çankırı

Çevik Sk. No:7, 18100 Çankırı Merkez/Çankırı, Turkey
M
Metin GÜLTEKİN (KRAL) on Google

Allah'tan geldik ve Allah'a döneceğiz...
From God we came and to God we will return...
o
osman aslan on Google

Çok güzel harika bir cami çankırımıza yakışır
A beautiful mosque is very nice
B
By Sonata Prodüksiyon Müzik Film Yapım on Google

Ahmet Yesevi kimdir, Tarihte bilinen ilk büyük Türk mutasavvıfı ve şairidir. Yesevîlik adı verilen tasavvufî akımının önderidir. Ahmet Yesevi, 1093 yılında bugünkü Kazakistan‘ın Çimkent şehrinin doğusundaki Sayram kasabasında doğmuştur. Tam adı Ahmed bin İbrâhim bin İlyâs Yesevî’dir. 7 yaşında iken babasının ölümünden sonra, ablası ile birlikte Sayram yakınlarındaki Yesi’ye yerleşen Yesevi, burada “Arslan Baba” adlı bir Türk şeyhinden ilk eğitimini almaya başladı. Eğitiminin ilk aşamasını tamamladıktan sonra 27 yaşında iken Buhara‘ya giden Yesevi, burada dönemin önde gelen din bilginlerinden olan Şeyh Yusuf Hemedani’ye intisap edip müridi oldu. Burada yoğun bir tasavvuf eğitimi alan Yesevi, Şeyhin dört halifesinden üçüncüsü olmuş ve ilk ikn yerine geçmiştir. Daha sonra irşad makamını Şeyh Adülhalik Gücdûvani’ye bırakarak Yesi’ye döndü. Yesi’de Yeseviye Ocağı’nı kurdu. Buhara’da bıraktığı Şeyh Adülhalik Gücdûvani’nin yetiştirdiği öğrencisi Muhammed Bahaüddin Nakşbend’i o dönemde Yeseviye Ocağı dışında ortaya çıkan iki büyük tarikattan biri oldu. Buhara’da kurulan Nakşibendiye tarikatı, zamanla Afganistan, Hindistan ve Anadolu‘ya yayıldı. Ahmet Yesevi ise öğretisini hocası Arslan Baba’dan aldığı “ehl-i beyt” sevgisi ve bu doğrultudaki tasavvuf anlayışı üzerine kurdu. Bir Türk sufi tarafından kurulan bu ilk büyük “Türk tarikatı”, önce Maveraünnehir, Taşkent ve çevresi ile batı Türkistan’da etkili olmuştur. Daha sonra Horasan, İran ve Azerbaycan‘da yaşayan Türkler arasında yayılan Yesevi tarikatı, 13 yüzyıldan başlayarak göçlerle Anadolu’ya, oradan da Balkanlara ulaşmıştır. 13. yüzyıl içinde Anadolu’da görülmeye başlayan Bektaşîlik, Babaîlik, Haydarîlik Yesevîlik tarikatından çıkmış kollardır. İleride Yunus Emre‘nin gaybdan gönderilmiş mürşidi sayılacak olan Hacı Bektaşi Veli ile aynı zamanda dinî destan kahramanı olan Sarı Saltuk, sonra Anadolu Ahiliğinin, pirî-mürşidi sayılan Ahi Evren, Osman Bey‘in ermiş kayınbabası Şeyh Edebali, Orhan Gazi‘nin mürşidi Geyikli Baba ve daha niceleri Ahmed Yesevî’nin Anadolu’ya, manevî fetihler için yolladığı, menkıbelerle destekli gerçekler hâlinde söylenen müritleri, akıncıları, halifeleridir. İnsanları dinî ve ahlâkî yönden yetiştiren Hoca Ahmet Yesevî, tasavvufî düşüncelerini Türkçe ve sade şiirler ile anlatmış, hikmet adı verilen bu şiirler zamanla toplanarak Dîvân-ı Hikmet mecmuaları meydana gelmiştir. Ahmet Yesevî vakitlerini üçe ayırırdı. Günün büyük bölümünde ibâdet ve zikirle meşgul olurdu. İkinci kısmında talebelerine zâhirî ve bâtınî ilimleri öğretirdi. Üçüncü bölümünde ise alın teri ile geçimini sağlamak üzere tahta kaşık ve kepçe yaparak bunları satardı. Hakkında nakledilen menkıbelerden anlaşıldığı kadarıyla Yesevî, dergâhtaki zikir usulü sebebiyle dönemindeki bazı âlimler tarafından eleştirilmiştir. O da bazı şiirlerinde samimiyetten uzak âlimler ile sahte sûfîleri tenkit etmiştir. Sohbetlerinde ve şiirlerinde en çok işlediği konular Allah ve peygamber sevgisi, fakir ve yetimleri korumak, dinî kurallara riayet, güzel ahlâk, zikir, nefs ile mücadele, kendini eleştirmek (melâmet), ölümü düşünmek, manevî mertebeler ve bu mertebeleri aşmadan şeyhlik iddiasında bulunmanın kötülüğü gibi mevzulardı. Rivayete göre Ahmet Yesevî altmış üç yaşına geldiğinde dergâhında yerin altına küçük bir oda şeklinde çilehane yaptırdı. Ömrünün kalan kısmını çoğunlukla orada ibadet ve tefekkürle geçirdi. Ahmet Yesevî’nin İbrahim adında bir oğlu olmuşsa da kendisi hayattayken vefat etmiştir. Yesevî’nin nesli Gevher isimli kızı sayesinde devam etmiştir. Türkistan, Mâverâünnehir ve Orta Asya’da olduğu gibi Anadolu’da da kendilerini Ahmed Yesevî’nin neslinden sayan pek çok ünlü şahsiyet çıkmıştır. Semerkantlı Şeyh Zekeriyyâ, Üsküplü Şâir Atâ ve Evliya Çelebi bu isimlerden birkaçıdır. Ahmet Yesevi, 1166 yılında 73 yaşında Kazakistan’da ölmüştür.
Who is Ahmet Yesevi, the first known Turkish Sufism and poet in history. He is the leader of the mystic movement called Yesevi. Ahmet Yesevi was born in 1093 in the town of Sayram, east of Shymkent city of present-day Kazakhstan. His full name is Ahmed bin Ibrâhim bin Ilyâs Yesevi. After the death of his father when he was 7 years old, he settled in Yesi near Sayram with his elder sister and started to receive his first education from a Turkish sheikh called ındaki Arslan Baba 7. After completing the first stage of his education, on a journey to Bukhara at the age of 27, he converted and became a disciple to Sheikh Yusuf Hemedani, a leading scholar of the period. Yesevi, who took an intensive Sufi training there, became the third of the four caliphs of the Sheikh and replaced it first. Then he returned to Yesi, leaving the guardian seat to Sheikh Adulhalik Gücdûvani. Yesidude Yeseviye Ocağı was established. Muhammed Bahaüddin Nakşbend’i, a student of the Sheikh Adülhalik Gücdûvani, whom he left in Bukhara, became one of the two great sects that emerged in that period, except for the Quarry Quarry. The Nakshibendiyah sect established in Bukhara spread over time to Afghanistan, India and Anatolia. Ahmet Yesevi, on the other hand, founded his teaching on the love of “Ahl al-Bayt bu from his teacher Arslan Baba and on the understanding of Sufism. This first Turkish i Turkish order ’established by a Turkish Sufi was first influential in Maveraünnehir, Taşkent and its environs and in western Turkestan. Later, the Yesevi tariqat spread between Turks living in Khorasan, Iran and Azerbaijan, reached Anatolia and then the Balkans from 13 centuries onwards. Bektasism, Babaism, and Haydarism, which started to be seen in Anatolia in the 13th century, are the branches of Yesevi. Hacı Bektaşi Veli, who was to be deemed to be Yunus Emre's unofficial master, and Yellow Saltuk, who was also the hero of the religious epic, then Ahi Evren, who was considered to be the pyri-myrrh of the Anatolian Ethnicity, and his brother-in-law, Şeyh Edebali, who was the friend of Osman Bey, Gluikli Baba. and more are the disciples, raiders and caliphs of Ahmed Yesevi, who were sent to Anatolia for spiritual conquests in the form of facts supported by mysticism. Hoca Ahmet Yesevî, who educated people in religious and moral aspects, explained his mystical ideas in Turkish and simple poems. Ahmet Yesevi split his time into three. In most of the day, he would engage in worship and dhikr. In the second part, he used to teach his disciples the biblical sciences. In the third part, he used to make a living with forehead sweat and scoop and sell them. As it is understood from the menkibas about Yesevi, it was criticized by some scholars in the period due to the dhikhi style. In some of his poems, he criticized false scholars and false scholars. The most common topics in his conversations and poems are the love of Allah and the prophet, protecting the poor and orphans, respecting the religious rules, good morals, dhikr, fighting the self, criticizing oneself (melâmet), thinking about death, spirituality and the evil of claiming the sheik without exceeding these orders. they issue. It is said that when Ahmet Yesevi reached the age of sixty-three, he had a small room in the form of a orchard under the floor in his dervish lodge. He spent most of his life there with worship and contemplation. Although Ahmet Yesevi had a son, Abraham, he died while he was still alive. Yesevi's daughter Gevher named by the girl continued. As in Turkestan, Medagunia and Central Asia, there were many famous figures in Anatolia that counted themselves from the generation of Ahmed Yesevi. Samarkandi Sheikh Zekeriyy, Skopje Şâir Atâ and Evliya Çelebi are some of these names. Ahmet Yesevi died in 1166 at the age of 73 in Kazakhstan.
k
kerem senol on Google

Çok güzel bir CAMİİ ve meydanı çok.genis fakat hiç bir katkısı olmamış o kocaman avlu ve etrafındaki alan bomboş.Yani buradaki dükkanlar cogalsa gece açık bir kahve,dernek veya kıraathane olsa.cami cemaati ve gececi şoförler için daha güzel olurmuş.potansiyeli var ama kimsede yapacak cesaret yok.Ben İstanbul dan her gittiğimde ugradigim bir yer.tavsiye ederim.Çankiri küçük ama dediğim gibi potansiyeli büyük saygılar.
It is a very beautiful MOSQUE and square, it is very large, but it has no contribution, that huge courtyard and the area around it is empty. So if the shops here are open at night, it would be more beautiful for the mosque community and night drivers. I don't have the courage to do it. Every time I go to Istanbul, I recommend.I recommend it. Çankiri is small but as I said, its potential is great.
S
SENOL CAYIR on Google

Mükemmel bir cami ve Mükemmel cemaati var ilgililer cami dopdolu super huzur buldum Mutlaka tekrar gidersem orada namaz kılmadan geçmem inşallah
It has a perfect mosque and a perfect congregation, the mosque is full, I found super peace If I go again, I hope I don't go there without praying.
C
Cisdiyanto on Google

Hoca Ahmet Yesevi Camii berada di Cankiri Merkez, Turkiye. Ini kali pertama saya sholat Jum'at di masjid tsb. Jum'at, 13 Ramadhan 1443 H
E
Eren Yankaya on Google

Good
S
Salih on Google

Mm

Write some of your reviews for the company Hoca Ahmet Yesevi Cami

Your reviews will be very helpful to other customers in finding and evaluating information

Rating *
Your review *

(Minimum 30 characters)

Your name *