Bati Dilleri Merkezi

Erasmusu araştırırken sitenin bir tanesinde bir kişi 1senelik erasmus hayatım= 22 yıllık yaşamım yazmıştı.’Vay arkadaş ne erasmusmuş be’ diye düşünmüştüm. Fakat bende diyorum ki ½ senelik erasmus hayatım=22 senelik hayatım.

Çok iddialı ya da büyük konuşuyorum gibi gelebilir ama yaşamış, deneyim edinmiş biri olarak size bir şeyleri anlatmaya başlamadan önce tek diyeceğim şey. ‘ERASMUS İÇİN ŞU İNGİLİZCEYİ YUTUN’

Neden mi? Bunu 2 yoldan izah edebilirim size.

Bunlardan birincisi İngilizce kurslarına gidip okulda belli bir İngilizce eğitimi alıp olmadı İngilizce şarkılar dinleyip filmler, diziler izleyerek kendinizde ‘Aaa ben İngilizce biliyorum ya zaten’ izlenimi yaratabilirsiniz. Takii etrafınızda bilmem kaç farklı ülkeden insanla diyaloğa girene ya da bilmem kaç tane farklı aksanı duyana kadar. O zaman anlayacaksınız ki her şey Türkiye’deki İngilizce gibi değilmiş. En azından benim için öyleydi.

İkincisi de eğer ki Erasmusta çok aktif ve gerçekten tanınmak, herkesle iyi ilişkiler kurup, gezilere gidip, resmi işlerinizi kolaylıkla halledebilme kısacası aklınıza gelebilecek her şeyi rahatça yapma adına gerçekten İngilizcenin ve pratiğinin olmasının ne kadar önemli olduğunu anlayacaksınız.

Ben Batı Dilleri Merkezine ilk geldiğimde (sanırım Ekim 2012) Monday ikinci gün Tuesday mi ya Thursday mi? gibisinden berbat bir İngilizce alt yapısına sahiptim. Öğrenmişken en temelden sağlam öğreneyim diyerek ‘elementary’ olarak kurslara başladım, o tarihten kısa bir süre sonra birçok okulun sunduğu gibi Sakarya Üniversitesinin de sunduğu Erasmus Programını ve genel olarak Erasmusu araştırmaya karar verdim, buldum, okudum, heyecanlandım azmettim belki kimse inanmaz günde 5 6 saat sadece İngilizce çalıştım. Erasmusu kazanıp İrlanda’da okumaya hak kazandım daha sonra İrlanda’da staj yapmaya hak kazandım. Benle ilgili olan kısım detaylı fakat aşağıda vurgulayacağım noktaları sizde uygular ya da bu arkadaşımız yapmış yazmış bir bildiği vardır elbet derseniz. Sizinde harika günleriniz tecrübeleriniz deneyimleriniz olabilir.

Öncelikle yurt dışına kısa sürede hazırlanmak gerçekten zor hazırlanılsa bile bunun zorluğu ülkeden ayrıldıktan ilk dakikadan itibaren anlaşılmaya başlanıyor. Bu yüzden sistemli ve bilinçli olarak İngilizceye çalışılması ve gitmeden önce iyi bir alt yapının olması gerçekten en önemli durumlardan bir tanesi.

Bu yüzden hani siz merdivenlerden aşağıya inerken ‘Nereye Conversation veya Vocabulary var?’ diye uyaran her Batı Dilleri çalışanını dikkate alın ve sınıfınıza geri dönün. Yabancı hocaları dışarı davet edin, evde öğrenci tabiriyle takılmaya çağırın, boş oldukları her an onlarla olun ki aksan ve conversation’nın farklı boyutlarını da görebilesiniz.

Diğer önemli olan noktalardan bir tanesi de writing,speaking ve listening uyumunun düzgün olması.Konuşma cesaretin vardır fakat anlayamıyorsundur.Anlıyorsundur belki konuşamıyorsundur.Fakat yurt dışına çıkmadan önce bu uyumu yakalarsanız.Emin olun yurt dışından çekineceğiniz hiç bir şey kalmayacak.Çünkü buradaki farklı olan tek şey DİL. He birde bana göre arabaların geliş-gidiş yönü.

Zaten kelime dağarcığındanhiç bahsetmeme uzun uzun yazmama bile gerek yok.Ne kadar kelime biliyorsanız o kadar İngilizceniz var demektir.Kısa ve net belki acımasız bir söylem oldu fakat bu doğru.Tavsiyem elinizde sürekli ufak bir not defteri olsun kelimeleri öğrendiğinizde Türkçe DEĞİL İngilizce olarak açıklamalarla not etmeye çalışın.

Sormaktan çekinmeyin!!! Zaten sizin Erasmus öğrencisi veyahut ana dilinizin İngilizce olmadığını biliyorlar. Bu yüzden anlamadığınız her noktada sorabilirsiniz. Böylelikle ne kadar kibar insan olduklarını da anlayacaksınız.

Tavsiyeler, anılar ve tecrübeyle desteklenmiş olaylar kişiden kişiye değiştiği ve kazanıldığı için tarif etmekle anlatmakla tükenmez. Bu yüzden ben deneyim edinmiş bir arkadaşınız olarak tavsiye edebileceğim en önemli noktalar ilk önce bunlar. Bunun dışında daha detaylı Erasmus ve Erasmus gezileri ve bu tarz etkinlikler hakkında bilgi almak isterseniz.