Ahmed Eflaki Dede Türbesi

3.7/5 based on 6 reviews

Contact Ahmed Eflaki Dede Türbesi

Address :

Selimiye Cami No:1, 42030 Karatay/Konya, Turkey

Categories :
City : Karatay, Konya

Selimiye Cami No:1, 42030 Karatay/Konya, Turkey
S
Seyit Karaköy on Google

F
Faheem Wani on Google

Ş
Şevket Köksalan on Google

Geriye çok fazla bir şey kalmamış.
There is not much left.
T
Truong Truong Minh on Google

Ngôi mộ ông nội của Ahmed
Ahmed's grandfather grave
a
abdullah aytac on Google

Türbe 1929 da yıkıldıktan sonra mezar taşı müzeye taşınmıştır Eflâkinin hayatı hakkında fazlaca bilgi yoktur. Kendisi Mevlevi Büyüklerinin hayat hikâyelerine yardımcı olacak maddeleri yazmış, pekçok şeylerden bahsetmiş, tarihî olayları bildirmiş, ancak eserinde kendisinden bahsetmemiştir. Kendisinden bahseden yazarda yoktur. Kendisinden bahseden Sâkıb Dede'de gerçek dışı şeyler yazar. Yine de bu bilgilerin arasından, Ahi Natur'un oğlu olduğuna, Bedreddİn-i Tebrizi'nin öğrencisi olduğunu, heyet bilgisinin ileri olması nedeniyle Eflâkî mahlasını aldığını öğreniyoruz. Yine babası hakkındaki rivayetlerden, Eflâkînin babasının Özbek Han'ın sarayından olduğunu da anlıyoruz. Eflâki Ulu Arif Çelebi'ye candan bağlıdır. Onun her sözünü bir hikmet, her işini bîr keramet sayar. Ulu Arif Çelebi de kendisine "Şeyh" diye hitab etmektedir. Bu hitaptan Eflâkînîn yalnızca Mesnevî-hân değil, aynı zamanda Çelebiden hilâfet aldığı da anlaşılıyor. Eflâkinin, Mevlânâ ile arasında pek uzun yılları yoktur. Sağlığında Mevlânâ'yı görenlere ulaşmıştır Meselâ Mevlâna'yı sağlığında görenlerden, Sultan Veled'e, kızı Mutahhara Hatun'a, Ulu Arif Çelebinin annesi Fâtıma Hatun'a yetişmiştir. Bu nedenle onun kitabında naklettiği hikayelerin değeri bir kat daha artmaktadır. Eflâkinin Menakibu'l-Ârifin adlı kitabında dili sade ve özlüdür. Kitabını 1353 yılında bitirmiştir. Eflâkî 761 yılı Recebinin sonuncu Pazartesi günü (15. VI 1360) yılında vefat etmiş ve türbe civanına defnedilmiştir. Dergâhın doğu yönünde iç ihata duvarının bitişiğindeki Topbaş Hoca'nın evi diye bilinen yerin 1929 yılında yıkılması üzerine, burada bulunan mezar taşı, müzeye nakledilmiştir.
The tombstone was moved to the museum after the tomb was destroyed in 1929. There is not much information about the life of the moral. He wrote articles to help the Mevlevi elders' life stories, talked about many things, reported historical events, but did not mention him in his work. There is no writer talking about him. Speaking about himself, Sâkıb Dede writes unreal things. Nevertheless, we learn from this information that he was the son of Ahi Natur, that he was a student of Bedreddİn-i Tebrizi, and that he received the pseudonym Eflakia because his delegation was advanced. We also understand from the narrations about his father that Eflak's father was from the palace of Özbek Khan. Eflâki is sincerely attached to Ulu Arif Çelebi. Every word of him is a wisdom, and every work is a miracle. Ulu Arif Çelebi also calls himself "Sheikh". It is understood from this address that Eflaki was not only a Mesnevi-han but also a caliph from Çelebi. Malak has no long years with Mawlana. Reached those who saw Mevlana in his health For example, those who saw Mevlana in his health, came to Sultan Veled, his daughter Mutahhara Hatun, and the mother of Ulu Arif Çelebi to Fatim Hatun. For this reason, the value of the stories in his book increases more than once. In Eflak's book Menakibu'l-finrifin, his language is plain and concise. He finished his book in 1353. He died in the last Monday (15. VI 1360) of Alawî 761 year, and was buried in the tomb of the tomb. When the place known as Topbaş Hoca's house adjacent to the inner wall of the lodge in the east direction was destroyed in 1929, the tombstone found here was transferred to the museum.
M
Mehmet YAĞIZ on Google

Şemseddîn Ahmed el-Eflâkî el-Ârifî (ö. 761/1360) Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî ve etrafındakileri anlatan Menâkıbü’l-ârifîn adlı eserin yazarı. Asıl adı Ahmed olup daha çok Eflâkî nisbesiyle tanınır. Ârifî nisbesi ise Mevlânâ’nın oğlu Ulu Ârif Çelebi’ye intisabından gelmektedir. Eski kaynakların hiçbirinde ailesi, adı, doğum yeri ve tarihi hakkında bilgi yoktur. Hayatına dair bilgiler, Menâkıbü’l-ârifîn*deki kendisiyle ilgili dolaylı bilgilerden ibarettir. Sultan Veled’i (ö. 1312) gördüğüne ve 1360’ta öldüğüne göre, 1286-1291 yılları arasında doğduğu tahmin edilebilir. Ayrıca babasının Altın Orda Devleti’nin başşehri Saray’da öldüğünde kendisine büyük bir servetle birlikte kitaplar bıraktığına bakılarak da kültürlü bir aileden geldiği söylenebilir. Konya’da doğduğu, Ahî Nâtûr’un oğlu olduğu, İlhanlı Hükümdarı Keyhatu’nun 1291’de Konya’ya gelişinde orada bulunduğuna dair rivayetlerin (Sâkıb Dede, III, 5) gerçekle ilgisi yoktur. Eflâkî, muhtemelen tahsilinin bir kısmını doğduğu ülkede tamamladıktan sonra devrin kültür merkezlerinden biri olan Konya’ya gelmiştir. Burada Sirâceddin Mesnevîhan, Abdülmü’min Tokadî ve Nizâmeddin Erzincânî’nin talebesi olmuş, büyük bir ihtimalle bir astronomi âliminden ders almış ve gözlemle uğraştığı için kendisine Eflâkî nisbesi verilmiştir. Mevlânâ’nın oğlu Ulu Ârif Çelebi’ye (ö. 1316) intisap ederek ölümüne kadar yanından ayrılmayan Eflâkî, onun Azerbaycan ve Anadolu seyahatlerine katıldı. Şeyhinin isteği üzerine Menâkıbü’l-ârifîn’in ilk şekli olan Menâkıbü’l-ârifîn ve merâtibü’l-kâşifîn adlı eserini yazdı. Ulu Ârif Çelebi’nin ölümünden sonra türbedar olarak Âbid Çelebi’ye, onun ölümünden sonra da sırasıyla Vâcid, Şehzâde ve Emîr Âdil çelebilere intisap etti. Bu arada daha önce yazdığı menâkıbı, sadece Menâkıbü’l-ârifîn adı ile genişletmekle meşgul oldu. 30 Receb 761’de (16 Haziran 1360) vefat etti.
Şemseddîn Ahmed el-Eflâkî al-Ârifî (d. 761/1360) Author of the work Menâkıbü'l-ârifîn, which tells about Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî and the people around him. His real name is Ahmed and he is mostly known for his Wallachia. The rank of Ârifî comes from Mevlana's son Ulu rif Çelebi. There is no information about his family, name, place of birth and date in any of the ancient sources. Information about his life consists of indirect information about him in Menâkıbü'l-ârifîn *. Since he saw Sultan Veled (d. 1312) and died in 1360, it can be estimated that he was born between 1286 and 1291. In addition, it can be said that he came from a cultured family, considering that his father died in Saray, the capital city of the Golden Horde, and left books with a great fortune for him. The rumors (Sâkıb Dede, III, 5) stating that he was born in Konya, that he was the son of Ahî Nâtûr, and that the Ilkhanid ruler Keyhatu was there when he came to Konya in 1291 has nothing to do with the truth. Eflâkî probably came to Konya, one of the cultural centers of his time, after completing some of his education in his country of birth. Here, Sirâceddin Mesnevîhan was the student of Abdülmü's Tokadî and Nizâmeddin Erzincânî, most likely he took lessons from an astronomy scholar and was given the rating of Eflâkî because he was dealing with observation. Eflâkî, who joined Mevlana's son Ulu Ârif Çelebi (d. 1316) and did not leave his side until his death, participated in his travels to Azerbaijan and Anatolia. Upon his Sheikh's request, he wrote his work, Menâkıbü'l-ârifîn ve merâtibü'l-explorer, which is the first form of Menâkıbü'l-ârifîn. After the death of Ulu rif Çelebi, he became affiliated with Âbid Çelebi as the tomb owner, and after his death with Vâcid, Şehzâde and Emîr Âdil Çelebils respectively. Meanwhile, he was busy expanding the meaning he had written before with the name of Menâkıbü'l-ârifîn only. He died on 30 Rajab 761 (June 16, 1360).

Write some of your reviews for the company Ahmed Eflaki Dede Türbesi

Your reviews will be very helpful to other customers in finding and evaluating information

Rating *
Your review *

(Minimum 30 characters)

Your name *